Haber Ekonomi


Haberler > Akaryakıt Başlıkları

Yollarda neler yanıyor?

Güncelleme :16.09.2014

Yanan, patlayan taşıtları, adli olayları görünce insan hayatı ve taşıtlarımız bu kadar ucuz mu diye düşünmek gerek. 

 Bayram geçti. Yine trafik kazaları ve canlar yandı. Bir de motorlarda neler neler yandı? Bu güzel ülkede olanlara inanmak bazen çok zor oluyor. Yıllar yıllar geçiyor. Akaryakıt ve yağlayıcı sektöründe bazı konular düzelecekken daha da beter oluyor. Bir zamanlar bu kadar taşıt, bu kadar sürücü, başta Petrol Piyasası Kanunu ile diğer mevzuat  ve de Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) yok idi. En önemlisi bu kadar bilgi de yoktu. Ve özellikle  bu kadar geniş yelpazede enerji medyası.

 Yanan, patlayan taşıtları, adli olayları görünce insan hayatı ve taşıtlarımız bu kadar ucuz mu diye düşünmek gerek. Bu konuda yazmaya karar verince, kaç kere yazdığımı hatırlayıp, dosyama baktım. En son ayrıntılı olarak 2010 baharında yazmışım. Peki 2014 yaz sonunda rezaletlerde olumlu gelişme var mı? Benim fenni gözlem ve kanaatime göre “Yok”.

 İzninizle önceki yazımdan alıntı ile başlayayım. “Bahar gelirken bu yıl (2010), mevcut durum nasıl? Kuşbakışı bakınca, ne diyebiliriz? Müthiş bir çalışma, işlerin peşinden koşma. Çoğumuz işlerinin ardından yetişemeden koşuyoruz. Çalışmak güzel. Bu konuda şikayet yok. İstenen, gönülden geçen şu: Artık bazı konular mutlaka değişmeli. Sorunlar bitmeli. 1992 yılı ortasında doktora sonrası araştırmam sonrasında yurda döndüğümde, akaryakıt sektörü adeta kaynıyordu. Ortalık  hileli ve yasadışı ürünlerle dolup taşıyordu. Hiç unutmam, bir sabah okula (İTÜ Kimya Mühendisliği Bölümü) geldiğimizde, bizden önce mali polisce toplanıp, getirilen çok sayıdaki yakıt numunesi koridorda, sağlı-sollu diziliydi. Rakı, serum şişeleri numune kabı idi. Belleğim beni yanıltmıyorsa Salih Güngör görevde idi. Mahkemeler bu tip sıvılar ve doğurduğu otomotiv problemleri ile dolup taşıyordu. Sigorta şirketlerinin de sorunları, işi artmıştı. Böylesi numunelerin, en çok bizim bölümde ve TÜPRAŞ İzmit Rafineri Laboratuvarında tanımlaması yapılıyordu. Bu günkü akredite laboratuvarlar yoktu. O yıllarda akaryakıta solvent karıştırma altın günlerini yaşıyordu.Çözücüler kolayca hileli-usulsüz yakıta gidiyordu. Kaçak yakıtın piyasadaki oranı fazla idi. Önceleri azar azar solventleri eklemeye başladılar. Hile kolayca yapılıyordu. Malumunuz benzin ve motorin bir hidrokarbon karışımı.Basit bir kural var. Benzer benzeri çözer. Bu prensip ile, giderek işi abarttılar. Adeta solvente akaryakıt karıştırılmış sıvılar yarattılar. Eğer katılan miktar az ise testlerde, tanımlamalarda yakalamak çok kolay değildir. Çeşit çeşit formülasyonlar vardı.Yapılanların usulsüzlüklerin sınıflamasını tutuyor ve bu sıvılara Geleneksel Anadolu Yakıtı(GAY) diyordum. Solventler, pamuk yağı, baz yağlar, kullanılmış yemeklik yağlar ve kullanılmış yağlama yağları eklenerek özgün sıvılar piyasaya sürülüyordu. Tüm hileli işler ve kaçakçılık azalmadan sürüyor. Yollarda baz yağlar satılıyor. Mevcut denetimlere bir de Ulusal Marker eklendi. Ne yapmak gerek? Petrotürk yazarlarımızın en son saptama ve önerilerinde, Emre Ertürk “Çünkü bu iş bir kültür sorunudur”, Emin Kaya “Biraz çaba, biraz inanç yeterli”, Murat Fırat “Sağlıklı diyalog için asgari düzeyde tarafların aynı alfabeyi aynı dili kullanması gerekir” derken, Bakanımız Taner Yıldız ise “Kaçakçılardan daha çok çalışmak lazım” diyor. Bu görüşlere katılmamak mümkün değil. Hepimiz sorunları biliyor, tartışıyor ve konuşuyoruz. Bir noktayı vurgulamak istiyorum. Tüketici açısından en çok konuşulan akaryakıt fiyatı ve vergiler. Hileli ve kaçak yakıtın kullanımının sebep olabileceği kişisel kayıplar ve ulusal kayıplar yeterince bilinmiyor. Konu için ulusal farkındalık artırılması şart." 

 Bakınız, yukarıdaki yazılanlarda değişen var mı? “Yok” Hatta GAY formülasyonlarında taşıt ve insan aleyhine daha kötü kullanımlar var. Piyasaya neler neler sürülüyor. Motorine baz yağ katma yetmedi. Katılan baz yağa eklenenler hidrokarbon sınırlarını zorluyor. Sürücülerin baz yağ alımını maalesef benimsemiş olanları, kandırırken kandırılıyor. Neler neler tehlikeye atılıyor. Bu  vahim durum için, gençlerin Türkçesinde olan bir cümleyi yüksek müsaadelerinizle yazacağım: Yok artık. Nereye kadar? 

 Gidişat hiç normal değil. Geçenlerde ulusal medyada şu içerikli haberler çıktı: 10 numara akaryakıt kullanımını ülkemizin güneyinden giren motorin zorluyor. Karlar azaldı... Yasa dışı baz yağ kullanımı sanki bir sektör. Kaçakçılık haberleri ile yasadışı yakıt adli haberlerinde de adeta bir saklı kanıksamışlık var. Akaryakıt pahalı. Vergiler yüksek. Ekonomik durum zorluyor. Falan, filan. Olmaz böyle. Konuya tümüyle önce insan can güvenliği, sonra ulusal ekonomik sorun olarak bakmalıyız. Yaşananlardan ders almalıyız. Bir gün bir sürücü ya da bir otobüs dolusu can, anında patlama ve havaya uçarak dünya değiştirebilir.

 Malumunuz bir yanda otomotiv sektörü, bir yanda akaryakıt üretimi var. Bu iki dev sektör birbiri için en mükemmel, mevcut motorlarda en yüksek verimle ve en çevre dostu yakıt tüketimi için uğraşıyor. Diğer deyişle refahımız ve konforumuz için uğraşıyor. Taşıtsız bir günlük yaşam ve endüstri olur mu? Hatta ülke savunulabilir mi?

Akaryakıt depodan egzoz ile atmosfere ulaşırken, yani taşıtta ilerlerken ve yanarken malzeme ile etkileşir ve silindirde yanarken eğer standart nitelikte yakıt yoksa pek çok sorun oluşur. Yakıt dağıtım hattında, depoda çatlak-patlak, enjektörde karbonlaşma ile tıkanma, silindirde sıcaklık artışı, egzoz manifoldu sorunları, vb. Bir de alamet-i farika yağlayıcılar var. Onları da ileride yazacağım.Ve olmaz olmaz derken, çekirge bir zıplar, iki zıplar ve booom.

 Uzun süredir bir istatistik çalışması yapıyorum. EPDK ve akaryakıt sektörümüzde olan biten ne kadar biliniyor diye. Değerlendirmem şu: EPDK ve sorunlarımız yaygın bilinmiyor.Vatandaş bihaber.  Türkiye’de yakıt çok pahalı söyleminden öteye hiç geçilmiyor. Biz sektörümüzde adeta iki sağırlar birbirini ağırlar yapıyoruz. Resmi görüşmeler, sektörel çekişmeler, mahkemeler gibi. Sektörden kimle konuşulsa bir huzursuzluk ve mutsuzluk var. Bu durum bitmeli. Akaryakıt sektörü, yan sektörleri ve tedarikçileri büyük bir istihdam. Akaryakıt satmak, sadece devletimize, dolaylı olarak bizlere en büyük vergi dilimlerinden birini sunmak değil. Vazgeçilmeyecek bu sektörün kendisi büyük bir istihdam ve ekonomik güç. Hep beraber kara pazarı yenmeliyiz. Sayın Bakanım, bugün kaçakçılara, usulsüz ürünlere karşı  daha da çok çalışmamız gerek.

 Yeniden önceki yazımdan alıntı veriyorum. “Bu konu için EPDK şemsiye kurum olarak, ilgili bakanlıklar ve TRT ile bir kampanya düzenlenebilir. Akaryakıt ve otomotiv üreticilerinin kampanyaya desteği alınabilir ve ulusal yazılı ve görsel basınla konu kamuya yayılabilir. Denetim mekanizmasına halk paydaş olmaz ise, tam başarı yakalanamaz. Bu başarıda, gayet tabi ki, akaryakıtta yapılması gereken vergi azaltımının bir an önce yapılması, yüksek fiyatın usulsüzlüklerin katalizörü olmasının önlenmesi de en büyük etken olacaktır. Ekonomik yön göz ardı edilemez. Çünkü çanlar hep kara pazar için çalıyor”. 

Yenilenmiş EPDK makamına somut iki öneri yapacağım

 Sayın Başkanım, Sayın Yılmaz,

 Yukarıda belirttiğim gibi bir ulusal kampanya şart. Bu kampanyada eylemlerden biri olarak, insan sağlığı ön plana çıkarılarak TV’lerde en çok izlenme olan akşam diliminde kamu spotu yararlı olacaktır. Bir de çok izlenen mevcut bir dizide, ya da yeni bir dizide senaryoda durumun vahameti işlenebilir. Biliyoruz. Ülkemizde yaşam dizilerde ilerliyor. Senaryonun teknik kısmı  ve her tür bir tutam tuzum için gönüllü hazır olduğumu belirtmek isterim. Tüketici kültürü, sahiplenmesi ile toplumsal bilinç ve farkındalık için hep beraber çalışmalıyız. Halk doğruyu bilmez ise  ne akçeli ceza, ne hapis sorunu çözmez. Giden canların bedeli ise hiç hesaplanamaz.

Sayın Köktaş, Önceki Başkanım (size eski demek doğru olmaz),

 Sizin de sivil gücünüz var. TENVA (Türkiye Enerji Vakfı).Yapacaklarınızı bekliyoruz.

 Yazım galiba biraz kızgın oldu. Biraz da hiddetim var. Çünkü yapacak iş çok. Örneğin, “Farklılaştırılmış Yakıt” konusunu doğru anlamak, öğrenmek ve konuşmak gibi.

 Enerjinize ve çevrenize iyi bakınız değerli okuyucularım.

 Not: Her yazımı editörüme yollamadan önce araştırma grubumdan bir gence tashih okuması için yolluyorum. Yolladım. Gelen cevaptaki cümleyi sizlerle paylaşıyorum. Biraz da gülümse olsun diye: Emeğinize sağlık hocam. Ben de o gençlikten olarak şöyle yorum yapayım. Yazınız yıkılıyor! :) 

Filiz Karaosmanoğlu

 

Bu haber 3818 kere okunmuştur.
En Son Eklenen Başlıklar
Renault’dan Hafif Ticari Atağı: Yeni Kangoo Ailesi Türkiye’de... 18.04.2024
Diyarbakır'da elektrikli araçlar için kurulan şarj istasyonları yaygınlaşıyor ... 18.04.2024
Toyota, Özel Olimpiyatlar İş Birliğini Uzatarak Kapsayıcı Yaklaşımını Genişletiyor... 18.04.2024
Consus Enerji’nin gelirleri 1 milyar 181 milyon TL’ye net kârı yüzde 176 artışla 209,4 milyon TL’ye ulaştı... 18.04.2024
Petronas Madeni Yağlar ve Mercedes-Benz’den Önemli İş Birliği ... 18.04.2024
Zorlu Enerji, abonelerine dijital faturaya geçme çağrısında bulundu... 18.04.2024
Bakan Bayraktar, 15 Nisan itibarıyla 3 binden fazla maden ruhsat sahasının denetlendiğini bildirdi... 18.04.2024
Kızıldeniz'den yapılan LNG ticareti durma noktasına geldi... 18.04.2024
AB’ye Rusya'dan gelen gaz % 23 arttı... 18.04.2024
DFSK Ticari Modellerinde Nisan Ayına Özel 0,99 Kredi Kampanyası... 18.04.2024

 

 

 

 
 
 
 

Copyright © 2015 - Tüm hakları saklıdır. EKONOMİ YAYINCILIK PAZR.SN.VE TİC.LTD.ŞTİ.