Yeşil ekonomi geçişi ve sürdürülebilir teknolojik değişim

 2050 yılına kadar iklim nötrlüğü, inovasyonda dev sıçramalar ve birbiriyle bağlantılı birçok çözüm içeren karmaşık bir teknolojik ekosistem gerektirecektir.

Yeşil Ekonomi, büyüme ve gelişme için alternatif bir vizyondur; aynı zamanda çevresel ve sosyal refahın ilerlemesiyle tutarlı bir şekilde insanların yaşamlarında ekonomik gelişme ve iyileştirmeler sağlayabilen bir yol. Yeşil ekonomi stratejisinin önemli bir bileşeni, sürdürülebilir teknolojilerin geliştirilmesini ve benimsenmesini teşvik etmektir.

Son on yılda, geleneksel ekonomik modellerin iklim değişikliği, biyoçeşitlilik kayıpları, su kıtlığı vb. konuları ele alırken aynı zamanda temel sosyal ve ekonomik zorlukları ele alması için reforma tabi tutulması gerektiği yönünde sık sık iddialar ortaya atılmıştır.

2015 yılında dünya genelindeki ülkeler, Sürdürülebilir Kalkınma için 2030 gündemini ve 17 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefini kabul etti. Bu hedefler, dünyadaki yoksulluğu sona erdirme tabanlı ekonomik büyümeyi inşa ederken aynı zamanda eğitim, sağlık, sosyal koruma ve istihdam yaratma gibi çeşitli sosyal ihtiyaçları ele almaktadır. Sürdürülebilir kalkınma hedefleri böylece ekolojik sistem ile ekonomik sistem arasında da gerçek bir bağlantı kurmaktadır. Ayrıca yeşil bir ekonomiye, yani daha sürdürülebilir üretim ve tüketim biçimlerine doğru temel bir dönüşüme geçiş ihtiyacını da pekiştirmektedir.

İklim ve çevresel zorlukların ele alınması, olumsuz etkileri azaltmak için benimsenebilecek çeşitli teknik çözümlerle ilgili (örneğin, karbonsuz enerji teknolojileri) doğal bilimsel bilginin yanı sıra mühendislik uzmanlığını açıkça gerektirir. Bununla birlikte sürdürülebilir teknolojik değişimi takip etmek, aynı zamanda teknik olmayan çeşitli zorlukları içeren toplumsal, örgütsel, politik ve ekonomik bir çabadır.  Teknolojik ilerlemenin ötesinde, sürdürülebilir teknolojik değişime ulaşmak için ekonomik ve toplumsal uyum gereklidir. 

2050 yılına kadar iklim nötrlüğü, inovasyonda dev sıçramalar ve birbiriyle bağlantılı birçok çözüm içeren karmaşık bir teknolojik ekosistem gerektirecektir. Yapay zeka, nesnelerin interneti, 5G, blockchain ve yeni nesil bilgi işlem teknolojileri, bu artan karmaşıklığı yönetmemize yardımcı olacaktır.

En iyi örnek, güneş ve rüzgar enerjisinin daha yüksek payı nedeniyle çok daha fazla sayıda üretici ve çok daha değişken bir girdi ile başa çıkmak zorunda kalacak olan enerji sistemidir. Talep, sürekli değişen arza dinamik olarak uyum sağlamak zorunda kalacak olup, akıllı cihazlar, arabamızı ne zaman şarj edeceğimize veya bulaşık ve kıyafetlerimizi ne zaman yıkayacağımıza karar vermemize yardımcı olmalıdır.

Bu karmaşık sistemin çalışması için yeşil dijital çözümlerin birlikte çalışabilir olması ve güvenilir ve güvenli bir şekilde çalışması gerekmektedir. Yeşil ve dijital geçişler için ihtiyaç duyulan çözümleri geliştirmek ve uygulamak için işleyen bir inovasyon ve veri ekosistemleri gereklidir.

İnsanlar sürdürülebilir bir yaşam sürmek için alışkanlıklarını değiştirmeye başladılar bile, bu büyük bir fark yaratacaktır. Bilime dayalı bilgi ve etiketler, tüketim alışkanlıklarını değiştirmeye yardımcı olmaya devam edecektir. Bu değişiklikler yukarıdan aşağıya olamaz. Kapsayıcı tartışmalar farkındalığı ve bağlılığı artırabilir, ileriye dönük yolları inceleyebilir ve bizi değişime daha açık hale getirebilir.