‘Akıllı Sayaç ve Gelişmiş Sayaç Altyapısı’

Akıllı şebekelerin hem ülkemize hem de topluma sağlayacağı faydalarda bir uzlaşı olmasına rağmen çalışmaların henüz başlangıç seviyesinde bulunduğunu belirten Selen Kocabaş,   dönüşümü gerçekleştirme konusunda uzun vadeli planlamalar yapılarak bir yol haritası oluşturulmalı dedi.

Akıllı sayaç ve Gelişmiş Sayaç Altyapısı alanında açıklamalarda bulunan Turkcell Kurumsal Pazarlama ve Satıştan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Selen Kocabaş, Türkiye’de bu alandaki çalışmaların henüz başlangıç seviyesinde bulunduğunu belirterek sorularımızı cevaplandırdı.

Akıllı sayaç ve gelişmiş sayaç altyapısının, geleneksel sisteme göre avantaj ve dezavantajları neler?   Akıllı sayaçların enerji verimliliğine etkisi hakkında neler söylemek istersiniz?

Akıllı şebekelerin gelişip yaygınlaşması, yalnızca kurumlar için değil bireyler için de önemli kazançlar getiriyor. İnternet çağında ülkemizin bu fırsatlardan geri kalmaması ve akıllı kentler kurma yolunda hızla adım atılması için akıllı şebekeler çok önemli. Turkcell olarak bizim amacımız, M2M ile elde edilebilecek faydalar konusunda bir bilinç oluşması. Bu sayede aynı zamanda ülkemizin enerji ithalatına ve cari açığa olumlu etkilerin yaratılacağına inanıyoruz.

Enerji şebekeleri de Turkcell M2M çözümlerinin kullanıldığı alanların başında geliyor. Başta sayaç ve trafo merkezleri olmak üzere, enerji dağıtımı, iletim ve üretim bileşenlerinin tümünde anlık veri iletimi Turkcell M2M hatları üzerinden sağlanıyor. Özel olarak geliştirdiğimiz Akıllı Enerji ürünleri ile tüketim (sayaç) ve iletim noktalarının uzaktan izlenmesini ve yönetilmesini sağlayarak şebekeleri akıllı hale getiriyoruz. Bu sayede; enerjide kayıp kaçak önleniyor, tasarruf oranları çok ciddi ölçüde artıyor. Üstelik çevre koruma anlamında da önemli bir katkı söz konusu. Şebeke elemanlarının fiziki güvenliği ve saha kontrolü ile verimlik artışı da elde edilen yan faydalardan bazıları. 

Enerji kullanımında verimlilik ve tasarrufu sağlayacak servisimiz Turkcell Reaktif Enerji’yi de yakın zamanda kullanıma sunduk. Mağaza, fabrika, okul, hastane, AVM, otel gibi işletmelerde kullanılan cihazlar, makineler, fırınlar, elektrik enerjisini kullanırken şebekeden aktif ve reaktif enerji çekiyorlar. Ancak cihazların aslında şebekeden sadece aktif enerjiye ihtiyacı bulunuyor. Ortalama 1.000 TL’nin üzerinde fatura ödeyen iş yerleri kullanmadıkları bu reaktif enerjinin belli limitlerin üzerine çıkması halinde Devlet kurallarına göre dağıtım firması firmaya ceza kesiyor. Turkcell Reaktif Enerji Servisi, reaktif enerji tüketimi arttığında ve ceza riski oluştuğunda SMS ve e-maille ilgili firmayı uyararak, reaktif ceza bedelinin ödenmesini engelliyor. Gereksiz elektrik tüketimini tespit ederek, elektrik faturalarında ortalama %10 – 20 arasında tasarruf sağlamış oluyor.

Türkiye’deki tüm bu çalışmalar henüz başlangıç seviyesinde bulunuyor. Bunları belirli bir program dahilinde orta ve uzun vadeli olarak planlayarak hedefler konulmalı ve bir yol haritası çizilerek bu hedefler gerçekleştirilmelidir. 

Türkiye’de akıllı sayaçlara geçişte mevcut sıkıntılar neler, bunların aşılması için ne tür planlamalar yapılıyor? Akıllı sayaç ve gelişmiş sayaç altyapısı konusunda başka ülkelerden destek alınıyor mu?

Akıllı şebekelerin hem ülkemize hem de topluma sağlayacağı faydalarda bir uzlaşı olmasına rağmen çalışmalar henüz başlangıç seviyesinde bulunuyor.  Dönüşümü gerçekleştirme konusunda uzun vadeli planlamalar yapılarak bir yol haritası oluşturulmalı. Yukarıda saydığımız enerji ithalatının azaltılması, cari dengenin sağlanması, karbon salınımının azalması hem devlete hem de topluma faydalar getiriyor. 

Örneğin İngiltere’de sadece enerji verimliliği konularıyla ilgilenen ve akıllı şebeke dönüşümü gibi büyük kapsamlı programları yöneten özel bir bakanlık bulunuyor. Özellikle küresel ısınmaya ilişkin hassasiyetin arttığı ve enerji maliyetlerin ülkelerin cari dengesine zarar verdiği bu dönemde, ülkemizde de akıllı şebekeler konusunda yıllara yayılmış bir dönüşüm planı, yıllık bütçe ve bu bütçenin nasıl karşılanacağına dair bir çalışma gerekiyor. Geçtiğimiz günlerde gerçekleştirilen ve bizim de sponsoru olduğumuz Akıllı Şebekeler Konferansı’nı da bu tür politikaların belirlenmesine yön verecek önemli bir organizasyon olarak görüyoruz.

Akıllı sayaç ve gelişmiş sayaç altyapısının önemli konularından biri olan güvenlik konusunda değerlendirmeleriniz nelerdir, bu konuda ne tür önleyici çalışmalar yapılmalıdır?

Tüm dünyada akıllı şebekeler kurulurken gerekli iletişim altyapısı güvenlik anlamında da incelenerek belirleniyor. Bugüne kadar yapılmış projelerin çoğunda mobil iletişim alt yapısı tercih ediliyor. Mobil iletişim şebekesi günümüzde en yaygın kullanılan iletişim alt yapısı olması ve devletler tarafından regüle edilmesi nedeniyle güvenlik anlamında da en gelişmiş iletişim teknolojisine sahip durumda. Akıllı sayaç alt yapılarında da mobil iletişim altyapısından faydalanıldığı için bu teknoloji güvenlik anlamında en üstün standartlara sahiptir diyebiliriz.