Haberler > Yenilenebilir Başlıkları
Enerji arz güvenliği, ekonomi ve iklime hizmet edecek ekosistemler için 'yıkıcı teknoloji' arayışı hızlanıyor Güncelleme :19.11.2022 Sabancı Holding Enerji Grup Başkanı Zaimler, dünyada enerji arz güvenliği, ekonomi ve net sıfır emisyon hedeflerine hizmet edecek bir ekosistemin oluşturulabilmesi için "yıkıcı teknoloji" arayışının giderek arttığını belirtti.
Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 27. Taraflar Konferansı'nda (COP27) değerlendirmelerde bulunan Sabancı Holding Enerji Grup Başkanı Kıvanç Zaimler, zirvedeki 30 binin üzerindeki katılımcının enerji arz güvenliğini sağlarken, net sıfır emisyon hedeflerine ulaşılmasına katkı sağlayacak yenilikleri konuştuğunu söyledi.
Mevcut enerji, ekonomi ve iklim denkleminde, arz güvenliği, ödenebilirlik ve net sıfır emisyona etki başlıkları altında ifade edilebilecek bir "trilemma", başka bir deyişle imkansız üçlü, olduğunu söyleyen Zaimler, "Arz güvenliği ve ödenebilirlik kısmı liderler için öncelikler olduğundan, iklim değişikliği üçüncü sırada kalıyor. Tüm bu denklemi değiştirmek için reçeteler yaratıyoruz. Bu reçetelerin hepsinde üç ortak başlık görüyorum; daha fazla yenilenebilir enerji, verimlilik ve şebeke yatırımı.
Bu üçü, tüm dünyada istihdamı yaratmak için de çare. Bunun dışında her ülke kendi önceliğine göre hidrojen, akıllı şehirler, karbon yakalama gibi çözümlere yöneliyor. Fakat, tüm bunları yapsak bile imkansız üçgeni maksimize edemiyoruz. Bunu sağlamanın yolu yıkıcı teknolojiler. Bugün bunun adını bilmiyor olabiliriz ama bizler de tüm dünya da bunun arayışında." dedi.
Zaimler, bugün dünyada en fazla konuşulan teknolojilerden birinin hidrojen olduğunu fakat hidrojenli bir dünyada bile imkansız üçgeni başarmanın mümkün olamayacağını anlattı.
Evrende ve güneş sisteminde tüm kaynakların olduğunu söyleyen Zaimler, "Bugün sadece güneşten elektrik üretimini bulduk ama güneş iki atomun birleşmesi sonucunda ortaya çıkan muazzam ışık ve ısı, şu anda bunu kopyalamaya çalışan startuplar var dünyada. Hava, su, yerin altındaki sıcaklıkta, insanlık bu yıkıcı teknolojileri bulmanın peşinde ve oyunu gerçekten bu değiştirecek. İmkansız üçgeni değiştirecek olan da bu." değerlendirmesini yaptı.
"Fon yoluyla veya direkt olarak dünyadaki startuplara yatırım yapmaya başladık"
Zaimler, dünyada olduğu gibi Türkiye’de de ekonomik büyüme modelini sağlarken emisyonların azaltımını ve iklim hedeflerini başarabilmek için daha fazla yenilenebilir, verimlilik ve şebeke yatırımının yanında, bu yıkıcı teknolojilerin de yapılması gerektiğine işaret etti.
"Benim hikayemin başında iklim teknolojileri başlığı altında daha fazla yenilenebilir, hidrojen, şebeke ve e-mobilite yatırımı var. Tüm bunları yaparken de yıkıcı teknolojileri ortaya çıkaracak startup ve arayışlara ortak olmayı hayal ediyorum." diyen Zaimler, Sabancı Holding Enerji Grubu’nun bundan sonraki tüm yatırımlarının iklim teknolojileri kapsamında olacağını bildirdi.
Zaimler, bu kapsamda attıkları yeni adımları şöyle anlattı:
"Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT), Harvard Üniversitesi ve Rochester Üniversitesi'nin olduğu akademik bir ekosistemde, hem bir fonda ve hem de direkt olarak startuplara yatırım yapmaya başladık. Ülkemizde ve dünyada aktif olarak bu konuyu ele alıyoruz. Türkiye'de yaptıklarımız var, başka ülkelerde de var ve giderek de artacağını söyleyebilirim."
Türkiye'de de enerji yoğunluğunu azaltacak ve fikri mülkiyet içeren iş alanlarına odaklanılması gerektiğinin altını çizen Zaimler, potansiyelin yüksek olduğu bu alanda startuplara yatırımların artmasıyla yeni çözümlerin ortaya çıkacağını söyledi.
Yenilenebilir ekipmanlarda yerli üretim ihracatı ve rekabetçiliği artırıyor
Zaimler, dünyada rüzgar ve güneş enerjisi ekipman tedarikinde son dönemde yaşanan aksamalar ve Türkiye'de ekipman üretiminde gelinen noktayı da değerlendirdi.
Tedarik zincirindeki aksamaların ortadan kalkmaya başlayacağını söyleyen Zaimler, Türkiye'deki özellikle küçük ölçekli projelerin tedarik zincirindeki aksamalardan pek fazla etkilenmediğini anlattı.
Zaimler, Türkiye'nin güneş panelinde Avrupa’nın en büyük üreticisi konumunda olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:
"Türkiye’de güneşteki yerli üretim ve rüzgar enerjisi ekipmanlarının üretimi kritik önemde. Bu ekipmanların Türkiye'de üretimi yerlileştikçe, ölçek ekonomisi sağladıkça ve bizim üreticimiz ihracat yaptıkça, rekabetçilik gücü de artacak. Bu belli bir süreçte oluyor. Yerli üreticilerimiz Türkiye’deki rüzgar türbinlerine parça sağlarken, aynı zamanda bunları ihraç da ediyor. Uluslararası piyasaya çalışıyor ve gerçek maliyet böyle çıkıyor. Orada bir serbest piyasa ekonomisinin çalışması, dengeler açısından daha doğru."
Her alanda olduğu gibi ekipman tedariki konusunda da bir kaynağa bağımlılığın yüksek seviyede olmaması gerektiğini vurgulayan Zaimler, alternatiflerin mutlaka sağlanması gerektiğini sözlerine ekledi. Bu haber 855 kere okunmuştur.
|
|