Haber Ekonomi


Haberler > Akaryakıt Başlıkları

Akaryakıt sektörünün duayen ismi Ahmet Mert Yılmaz’dan 2.kitap: “Sedef Parmaklık”

Güncelleme :26.04.2024

Akaryakıt dağıtım sektöründe son yarım yüzyılda oluşan gelişmelerin değerlendirildiği ‘’Rafine Yıllar’’ kitabından sonra yeni bir kitabı yazarak okuyucularla buluşturan Ahmet Mert Yılmaz, bu 2. kitabında hayatın içinden, güncel yaşantıya dokunan özellikle de yaşanmış olayları irdelemekte.

2019’daki Tüyap Kitap Fuarı’ndaki “Rafine Yıllar” kitabının imza gününde birçok okuyucu ile yaptığı söyleşide "Rafine Yıllar" gibi bir iş kitabının yanı sıra kitapseverlerin çokça sosyal hayatın içinden, özellikle de yaşanmış olayları bugüne bağlayan, güncel yaşantıya dokunan hikâyelere çok ilgi duyduğunu gördükten sonra Sedef Parmaklık kitabını hazırlayarak okuyucularla buluşturduğunu belirten Ahmet Mert Yılmaz, ikinci kitabın da büyük ses getireceğini söyledi.

"Sedef Parmaklık", Ahmet Mert Yılmaz’ın ikinci kitabı ve ilk romanı olarak bu hafta okuyucuların karşısına çıktı. Bilindiği gibi Ahmet Mert Yılmaz’ın ilk kitabı olan ‘’Rafine Yıllar’’ akaryakıt dağıtım sektöründe son yarım yüzyılda oluşan gelişmeler ile ilgiliydi. Ahmet Mert Yılmaz, bu hafta okuyucularla buluşan 2. kitabı olan "Sedef Parmaklık" ile ilgili sorularımızı cevaplandırdı:

"Sedef Parmaklık" romanını neden yazdınız, okuyucuya ne anlatıyor, ayrıca roman yazma deneyiminizden bahseder misiniz?

Tüyap 2019 kitap fuarındaki imza günümde birçok okuyucu ile yaptığım söyleşide "Rafine Yıllar" gibi bir iş kitabının yanı sıra kitapseverlerin çokça sosyal hayatın içinden, özellikle de yaşanmış olayları bugüne bağlayan, güncel yaşantıya dokunan hikâyelere çok ilgi duyduğunu gördüm diyen Ahmet Mert Yılmaz, iş hayatı elbette önemli ancak bunun yanı sıra insanlar, geçmişin zor, siyasi ve askeri olaylara meydan okunan günlerdeki yaşananları bilmek istiyor, çok net gözlemledim bunu. Özellikle de ilgi alanlarının yakın tarihi bugüne bağlayan yaşanmışlıklarda olduğunu söyleyebilirim. Bizim coğrafyamız bunlarla dolu. Buradan yola çıkarak bir büyükbabanın Midilli’de başlayan yaşantısını 1984 Türkiye’sine getirmeye karar verdim ve hikâyesini kaleme aldım. Beş yıla yakın sürdü romanımı yazmak. Ben hikâyemin omurgasını tespit etmiştim ama geçmişte yaşanan onca insan öykülerini bilmek zorundaydım, bu nedenle çok kitap okudum ve bunları yeni romanımın arka sayfasında ilham kaynaklarım diye sıraladım. Çok iyi yazarların kitapları bunlar, anılar, diplomatların yaşadıkları ve elbette karşı yakanın yazarlarının eserleri. Tek taraflı bakamayacağımız önemli bir konu Türk Yunan ilişkileri. Her yerde yazdım romanımı, bilgisayarım hep yanımdaydı; İstanbul, Çeşme, Atina, Midilli, bu çok zevk aldığım öğretici bir deneyim oldu benim için. 

Bu gerçek bir hikâye mi?

"Sedef Parmaklık" temel olarak gerçeklere dayandığının altını çizen Ahmet Mert Yılmaz, hem bu coğrafyada yaşanmış tarihi olaylara hem de onlara eşlik eden yaşanmış hakikatlere. Şöyle ifade etmek daha doğru olabilir, romanın yazılması bir kişinin yaşantısından esinlenerek başladı fakat ilerledikçe bölgemizde yaşanan ve insanlara dokunan ayrıntıları kurgulanmış karakterlerle zenginleştirdim. Yakından şahit olduğum bir hayattan aldığım ilham ile yüz yıllık tarihi detayları içine alan bir roman oldu. Gerçek ve kurgu arasında bir oran vermem yanlış olur, bu kesinlikle bir ailenin değil mübadele günlerinden birçok ailenin hikâyesidir. 

Sizinle bir ilgisi var mı?

Dediğim gibi ilk esinti kaynağım, büyükbabam ve çok küçük yaşlarımdan onunla ilgili hatırladıklarımdır diyen Ahmet Mert Yılmaz, babamın bana anlattıkları romanda çok küçük bir kısım oluşturuyor sonrası ise o dönem ile ilgili yaptığım araştırmaların sonucu ortaya çıktı. Çocukluğum Ayvalık’ta mübadil ailelerin arasında geçti ben de bir muhacir torunuyum. 1900’lü yılların başından itibaren bölgemizde, karşı kıyıda, Balkanlarda yaşanan olaylar, romanlara sığmayacak kadar yüklü maalesef, çoğu da üzücü. Bu romanın bir mağduriyet romanı olmadığını belirtmeliyim, karşımızda güçlü, kararlı bir karakter var.

Romanın konusunu özetleyebilir misiniz?

Romanın okuma zevkini kaybettirmeden kısaca özetlemek istediğini söyleyen Ahmet Mert Yılmaz,  genç, yakışıklı, yağız bir delikanlı babasının attığı bir tokat ile sarsılıp evini terk ediyor. Midilli adasında başlayan macerası; işini kurması, sevdiği kızın Osmanlı asili olan ailesine kendisini kabul ettirme çabası,  iş hayatını geliştirmesi ve sonrasından savaş ve işgaller neticesinde tarihin yaşattığı acımasız olaylarla devam ediyor roman ama önemli olan bu olumsuz koşullarda geleceğini aydınlatmaya çalışan İzzet’in çocuklarına sahip çıkarak yaptıkları... O günlerde düşmanlıklar ortaya çıkmıştı, Anadolu’da kurtuluş mücadelesi başlamıştı ve Müslüman Ortodoks kardeşliği denizin iki yakasında acı çekmekteydi. Karşı kıyı yakındı ama araya sedef parmaklık inmekteydi. Yerli insanlar yerlerinden ayrılmak zorunda kaldılar. Kimi mübadeleyi beklerken kimi beklemedi kaderini eline aldı. Başkarakterimiz İzzet’in Midilli, Ayvalık ve İstanbul günlerini, sevdiği kadınları, çocuklarını, iş hayatını, Midilli’ deki fırınından, Sirkeci’nde bir holding kuruluşuna uzanan gelişmeler ile okuyucuyu meraklandıran öyküler ile ilerliyor roman. Romanın sonunda Türk Rum dostluğunun geleceğini ilgilendiren sevdalara, sürpriz gelişmelere de hazır olmalı okuyucular.  

Okuyucu neticede nasıl hissedecek kendini son sayfada bulduğunda?

Ahmet Mert Yılmaz, okuyucunun son sayfaya geldiğinde ne hissedeceği ile ilgili verdiği cevapta tabii bu çok değişkenlik arz edebilir, tek bir yanıt vermem çok zor. Ama şu bir gerçek ki okuyucu şunu hissedecek; en güç koşullarda kendine güvenen, doğru hedefe yönelmiş, amacına ulaşmak için çalışan insanların çabası karşılıksız kalmıyor. Güçlü olmak kararlı olmakla başlar, romanımızda duygularını ve şansını doğru yönlendiren, koşulların yarattığı sarsıntılar karşısında serinkanlı olan bir kahraman var. İnsanlar üzülebiliyor ancak çaresizliğe boyun eğmeyip ona karşı meydan okuyanlar yepyeni öykülere yelken açabiliyorlar. Sevgi, aşk, tutku da hayatın bir parçası onlar için. İlginçtir romanın bir özelliği de mesleğimize bir referans sunmasıdır. Roman karakterimiz Midilli’den itibaren enerji konusuna ilgi duymuştur, gerçek de böyledir, İzzet Sokoni Vakum’un bayisi olmuştur. Bu Mobil şirketinin Türkiye’deki ilk günlerindeki adıdır. Romanın ilham kaynağı büyükbabam Ayvalık’ta bir Sokoni Vakum gaz bayisi olarak işini çeşitlendirmişti dedi. 

Bu haber 1107 kere okunmuştur.
En Son Eklenen Başlıklar
WENERGY Expo’da enerji verimliliği ve sürdürülebilir enerji konuşuldu ... 12.05.2024
Bakan Bayraktar, TPAO'ya 150 personel alınacak... 11.05.2024
Aksa Doğalgaz üst üste beşinci kez Düşük Karbon Kahramanı... 11.05.2024
Türkiye'de doğal gaz dağıtımına 17 milyar liranın üzerinde yatırım yapıldı... 11.05.2024
Sektör ICCI Fuarı’nda Enerjinin Geleceğini Keşfetti... 11.05.2024
Otomotiv Sanayii Derneği, 2024’ün İlk 4 Aylık Verilerini Açıkladı!... 11.05.2024
Peugeot’nun Yenilenen Ticari Araç Modelleri Türkiye’de!... 11.05.2024

 

 

 

 
 
 
 

Copyright © 2015 - Tüm hakları saklıdır. EKONOMİ YAYINCILIK PAZR.SN.VE TİC.LTD.ŞTİ.